Sayfalar

15 Mart 2014 Cumartesi

Polisin biber gazı kullanması yasaklanmalı, kurşun kullanmalı!

Polisin biber gazı kullanması yasaklanmalı, kurşun kullanmalı!
Polisin biber gazı kullanması yasaklanmalı, kurşun kullanmalı!


Polise taş, molotof, havai fişek v.b. atanlara karşı polisimizin kurşun sıkma ve doğrudan hedef alma hakkının derhal sağlanması gerekiyor.

Devlet, üç-beş çapulcunun karşısında aciz duruma düşürülemez. Gösteri hürriyetlerini sui istimal ederek, ölçüyü kaçırarak taş, sopa, havai fişek, molotof ve benzeri kullananlar, devlet otoritesini karşılarına alan, devlete isyan suçunu işleyen dağdaki teröristlerle aynı konumda değerlendirilmelidir. Aslında bunlara polis değil, asker müdahale etmelidir.

İçten içe devlete düşmanlık beslemeyen hiç kimse, her ne sebep olursa olsun, karşısında devleti temsil eden ve gerçek hayatta tanımadığı polislere yaralayıcı ve öldürücü saldırılarda bulunamaz. 



Bu şahısların bu hareketleri, devlet ve nizam düşmanlığının fiiliyata dönüşmüş ve BÜYÜK SUÇ kabul edilmesi gereken şeklidir. 

Her medeni devletin, kendisine isyana kalkanları ezip geçme hürriyeti hatta mesuliyeti vardır.

Vatandaşın, esnafın ve kamunun malına mülküne zarar verenlerin tek tek tespit edilerek bu zararı fazlası ile telafi etmesi sağlanmalı, edemeyecek durumda olanlarına en hafifinden onlarca yıl hapis cezası verilmeli, bu cezası infaz edilirken de ceza infaz kurumunda kamu yararına ücretsiz işçilik yaptırılmalı ve devlete-millete zararı minimize edilmelidir. Yürürlükte olan saçma sapan yasalar ve uygulamalar ile toplumsal düzenin, huzurun ve barışın sağlanması mümkün değildir. Devlet baba gibidir, sevmesini bildiği gibi dövmesini de bilir. Onun dövüşü bile şefkatindendir. Ya o evladına olan şefkatinden ya da diğer evlatlarına olan şefkatindendir.


Polisin biber gazı ve göz yaşartıcı bomba kullanması son derece yanlış bir uygulamadır. Kurşun kullanmalıdır. Anarşi, terör daha başlarken başı ezilmelidir. Hiç kimsenin, her neyi bahane ederse etsin, başka masum insanlara zarar verme lüksü de, kamu düzenini bozma lüksü de, teröristlik ve anarşistlik yapma lüksü de olamaz. 

Devlet otoritesi, merhamet budalasına dönüştürülmüş zavallıların yönetiminden alınmalı ve liyakatli, vasıflı, kararlı, gerçek devlet adamlarına bırakılmalıdır. Yargı, bu yöneticilerin  elini kolunu bağlamak yerine önünü açmalıdır. Yoksa onlarca sene daha düzen sağlanamayacak, devlet ve adalet adamlarının bu zaafiyetleri yüzünden binlerce, onbinlerce can daha yanacak, bu gereksiz sıkıntılar çözülemeyecektir. 

Hiç bir devlet yetkilisinin, anarşiye karşı zayıf kalmak, kararsız kalmak ve görevini yapmamak lüksü de olamaz. Türkiye'yi onlarca yıldır terör, kargaşa, cinayet ülkesine dönüştüren, bunun için içine sızdıkları devlet mekanizmamızı, özellikle de yargı kurumunu yanlış kararlara ve uygulamalara yönelten, kolluk kuvvetlerinin ve askeri gücün sağlıklı bir şekilde kullanılmasına hatta eğitim sisteminin ve müfredatın sağlıklı bir bakış açısı ile hazırlanmasına taktik engeller çıkartan çift kimlikli Sabetayistler, derhal deşifre edilip vatana ihanetten idam edilmeliler.

Onlarca yıldır Türkiye'nin bu halde olması, sinsi, hain bir planın parçası...

Hiç kimsenin kamu düzenini istediği her zaman bozma ve kargaşa çıkartma lüksü, huzuru bozma lüksü olamaz. Hiçbir batılı devletin, Türkiye'nin iç işlerine karışarak, Türk milletinin ezici çoğunluğu idam cezasının yeniden uygulanmasın talep etmesine rağmen, bunu engellemeye çalışmak gibi bir hakkı olamaz.

Devlet cana can, kana kan, göze göz, dişe diş demeli, mazlumun hakkını almak ve nizamı korumak adına devleşmeli ve ancak bu şekilde terörün dağda olanını da şehirde olanını da Demokrasi ve İnsan hakları söylemlerinin arkasına gizleneni de bitirmelidir. Bu, devletin en temel görevlerinden biridir. 

| Mehmet Fahri Sertkaya
www.AkademiDergisi.com




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Bu güne değin en çok tıklanılanlar